Köye ilk gelenler inlere yerleşmiş olsa da zamanla inlerin üstüne kefek denilen yontulmaya ve kesilmeye müsait taşlar dan tek katlı odalar yapılmış. Üstteki odayı insanlar kullanırken inleri ahır, samanlık ve erzak ambarı olarak kullanmışlar. Daha sonra odalara yeni odalar ekleyerek yaşam alanlarını genişletmişler. Zaman içinde müstakil iki katlı evler yapmaya başlamışlar. İki katlı ev yapımıyla birlikte kemer yapmayı da öğrenerek, alt katı kemer olarak yapıp üst katı ağaç örtkü ile kapatıp toprak örtmüşler. Damların akmasını önlemek için de çorak denen tuzlu kili su yalıtım malzemesi kullanmışlar. Evlerin pencereleri önceleri daha küçükken zaman içinde biraz daha genişletilmiştir. Evlerin hassaten de üst kattaki odaların ön cephesi yontulmuş ve kısmen nakışlanmış taşlardan yapılmıştır. Ön cephede ikiz pencereler bulunmaktadır. Pencerelerin bazılarının üst tarafı kemer şeklindedir.
Evler yapılırken ya altındaki inlere göre konumlanmış yada güneş alma durumuna göre dizayn edilmiştir. Evlerin üstüne yağan yağmurların sularını taştan ya da ağaçtan oyulmuş kanal halindeki çörtenlerle tahliye ederek duvarlara su akmasını önlemişler. Eski evlerde çatı yoktur tamamen toprak damlardan ibarettir. Yakın zamanda yapılan evlerin hatta onarılmış eski evlerin de çatılarla kaplandığı izlenmektedir. Taş yapılarda beton kullanılmamış yapıştırıcı madde olarak kumsuz topraktan sulandırılıp akıcı hale getirilen ve Şilloz adı verilen sıvı çamur kullanılmıştır. Evlerin iç duvarları sıvaya uygun topraktan yapılan ve çatlamasını önlemek amacıyla içine saman karıştırılan katı çamurla sıvanmıştır. Badana malzemesi olarak özenmiş kireç yada beyaz toprak kullanılmıştır. Çamur sıva hem taşları tutması hem de ısı yalıtımı sağlaması amacıyla kullanılmıştır. Ya inlerin bir odası ya da müstakil olarak bitişik alanlara inşa edilen ve mutfak olarak kullanılan bir oda daha vardır ki adına tandırlık ya da ocaklık denir. Ocaklığın damının ortasında yuvarlak bir baca bulunur. Baca bir metre kadar taşla örülerek yükseltilmiş ve tandırdan çıkacak dumanı tahliye için kullanılmıştır.
Odanın tam ortasında yere oyulmuş insan kol boyu derinliğinde bir tandır bulunur. Tandırın yanmasını sağlamak amacıyla kapı tarafından dibine doğru delinmiş bir delik vardır ki buna Külle denir. Küllenin ağzı kapı tarafında olması hava girişinin daha kolay olması amacıyladır. Küllenin diğer ucu tandırın dibine açılmaktadır. Böylece tandır içine kesintisiz olarak hava girişi olur. Tandırda saman yakılırdı. Ancak atılan samanların hava deliğini kapatmaması için deliğin girişine tezek veya kemrelerden bir çatı çatılır ki buna başlık kaymak denir. Tandırı ilk yakarken kullanılan kuru ayrık fasal veya kuru otlara Tuturuk denir. Tuturukla tutuşturulan tandır saman ayçiçeği sapı gibi kuru yanıcı maddelerle sürekli harlı tutulur ki buna tandır otlamak denir. Tandırlığın kapının karşı tarafına düşen bir köşesinde üç taştan çatılı bir ocak bulunur. Ocağın tam tepesinde de küçük bir baca daha bulunur. Bu baca ocaktan çıkan tütünü çekmek içindir. Tandırda ekmek yapılır ocakta ise yemek pişirilirdi. Tandırda saman yakılırken ocakta odun yakılırdı. Ekmek günlük yapılır, ekmek yapımı bitince tandırdaki közü değerlendirmek için uzun süre pişmesi gereken yemekler çömleklerle tandıra indirilir ve yavaş yavaş pişerdi. Bu da yemeğe çok özel bir lezzet katardı.
Soba yaygınlaşmadan önce tandır aynı zamanda bir ısınma aracıydı. Aile ayaklarını tandıra sallamak suretiyle oturur, dizlerinin üzerine de bir örtü örterlerdi. Bu örtüye Tatlık denirdi. Uzun kış gecelerinde tandır başı bir sohbet alanı halde idi. Masal anlatma, bilmece sorma, sıra türküsü söyleme, içeri oyunları oynama. Yaşlı insanların tarihi anılarını anlatması vb. içerikli hoş vakit geçirme saatleri hep tandır başında yaşanırdı. Üst kattaki odaların birine soba kurulurdu. Odalar üç tarafı sedirlerle çevrili bir oturma düzeni arz ederdi. Sedirlerde halı veya kilim serili olurdu. Halı ve kilimlerin altında çoğu zaman hasır serilir. Hasırlar mısır koçanlarının kabuklarından köyde dokunurdu. Sedirin ayak kısmında küçük bir boş alan bırakılır oraya su testisi çaydanlık gazocağı gibi şeyler konabilir çay orada demlenir ve oradan servis yapılırdı. Müstakil oda sahibi olmak ayrıcalıktı. Köye gelen çerçiler, köyden geçen yolcular orada misafir edilirdi. Düğünde bayramda komşularla orada toplu yemek yenir. Düğünlerdeki misafirler köydeki odalara taksim edilir, orada ağırlanırlardı. Düğünlerde güveyi odalardan birinde eğlendirilir, güveyi donatma seremonileri odalarda yapılırdı. Gündelik hayatta odalar bir kıraat hane işlevi görürdü.
Mahallenin yaşlı insanları toplanır derin sohbetler ederler, gençler ise çay, hedik kavurga, kuru üzüm, mısır patlağı, kömbe servisleri yaparlardı. Ara sıra sesi güzel olanlara türkü söyletilirdi. Ahır, samanlık, tandırlık ve ambarlar alt katta, oturma ve yatak odaları üst katta bulunurdu. Tuvaletler evden uzak noktalarda yapılırdı böylece eve koku gelmesinin önüne geçilmiş olurdu. Önceleri evlerde banyo yoktu. Büyük leğenlerde banyo yapılırdı. Banyo için gereken sıcak su toprak testiyle tandır közünde ısıtılırdı. Zaman içinde yatak odalarının bir köşesi banyo haline getirildi. Evlerin ısıtma aracı soba idi. Tenekeden yapılmış küçük sobalarda saman, tezek ve odun yakılırdı. Yatak odalarında yer yatakları serilir, sabahları genellikle yataklar toplanarak Yüklük denen yere istif edilirdi. Köyde evler birbirine bitişik şekilde yapılır hatta çoğu ev alttaki in içinden birbirine bağlantılıydı. Evlerin ön kısmında mümkün olduğu kadar bir avlu bulunurdu.